EKSİKLİK

 EKSİKLİK

Ahmet, günün ilk ışıklarıyla, dünyaya gözlerini açmıştı..  Ağlama sesleri bütün köyden duyuluyordu. Annesi onu dünyaya getirirken vefat ettiği içindi belki bunca ağlaması.. Hayat, bir doğum gerçekleşirken, aslında ölümünde varlığını göstermişti…

Herkes üzülüyordu onun için, o ise çığlık çığlığa ağlamaya devam ediyordu.

İnsanoğlu verilenden çok, verilmeyeni görür..

Dünyaya gelirken aslında bereketiyle gelmişti Ahmet. Süt annesi olabilecek komşuları vardı. Ama insanlar onun eksikliği için çok üzülüyordu. Zaten yetim dünyaya gelmişti. Babası… O da anne karnındayken vefat etmişti. Şimdi hem yetim, hem de öksüz kalmıştı. Herkes üzülse de hayatın ona vereceği birçok avantajı vardı.

Artık Ahmet'e yengesi ve amcası bakacaktı. Amcasının üç tane kızı vardı. Ahmet de onun oğlu olmuştu. Amcası Kerim Bey, onu evlatlarından hiç ayırmadı. Kerim Bey, geçimlerini çiftçilikle sağlar, toprağın ilmini çok iyi bilirdi. Nerede ne yetişir, hangi ayda ne dikilir, hepsini öğrenmişti. Ahmet de büyüdükçe, hem okula gidiyor, hem de amcasına yardım ediyordu.

Amcası ona, çiftçilikle ilgili bildiklerini detayları ile anlatıyordu. Aslında Ahmet'i de bir toprak gibi yavaş yavaş işliyordu. Kerim Bey insanın özünü biliyordu. Sonuçta insan da topraktan yaratılmıştı..

Gerçek bilgiye sahip olan insan üstündür..

Ahmet hem böyle bir öğretmeni, hem de böyle bir amcası olduğu için ikramlanıyordu. Amcası sahip olduğu gerçek bilgileri hayatında uygulayanlardan olduğu için, gerçeğe yakın yaşıyordu. Ahmet'in de gerçeğe yaklaşmasına sebep oluyordu.

Günler birbirini kovalarken, büyüyüp kocaman bir delikanlı olmuşdu. Kerim Bey iyice yaşlanmış, evlatlarından ayırmadığı yeğeni ise, üniversitenin son yılına gelmişti. Azimli ve çalışkan bir öğrenci olan Ahmet, Ziraat Mühendisliği okuyordu. Kerim Bey o kadar güzel toprağı anlatmıştı ki ona, o da topraktan kopamamıştı. Ahmet başarılı bir öğrenciydi. Okulu da ikincilikle bitirdi.

 Okulda hoşlandığı bir kız vardı. Mezun olduktan sonra Ayşe'ye açıldı. Bunca zaman beklemeyi tüm zorluklarına rağmen, tercih etmişti.  Çünkü amcasından öğrenmişti, insan topraktan geliyordu, bir kere bozuldu mu toparlanması zaman alıyordu. Ayşe güzeller güzeli, tam onun istediği gibi bir kızdı. Pamuk gibi derdi Ahmet, Ayşe için.. Çünkü Kerim Bey kadınların yumuşak toprak, erkeklerin ise işlenmesi gereken sert toprak olduğunu söylerdi.

Ahmet, Ayşe'ye açıldıktan kısa bir süre sonra evlendiler. Artık yumuşak ve sert toprağın dengelenme vaktiydi. Alanında iyi bir mühendisti. Amcası Kerim Bey onun bu halini gördükçe hem duygulanıyor, hem de onunla gurur duyuyordu. Çünkü çok az insan toprağın ruhundan anlıyordu. Çok az insan toprağa gerçek kıymetini verebiliyordu.

Kerim Bey artık iyice yaşlanmış, hastalanmıştı. Ahmet'i bir hüzün kaplamıştı. Kolay değildi elbet. Çünkü hayat, yıllar önce ondan hiç görmediği hem annesini, hem de babasını almıştı. Ama yerine anne olabilecek bir yenge, üç tane abla, hem baba yarısı olan amcası hem de hayattaki öğretmenini vermişti. Şimdi ise baba yerine koyduğu amcasının son günlerini yaşadığını hissediyordu. Son cümlelerinde Ahmet'in kulağına şunu fısıldadı Kerim Bey,

-Üzülme oğlum aslında gerçeğime dönüyorum…

 Ahmet, Kerim Bey'den sonra onun çiftçiliğini devam ettirip, ondan öğrendiği toprakla ilgili bilgileri o da kendi öğrencilerine anlattı. Kerim Bey, Ahmet'e ondan hiçbir zaman alamayacakları bir meslek bıraktı...

Ahmet eksik görünüyordu aslında. Hayat annesini ve babasını almıştı. Anne gibi şefkatli olan yengesini, bir babanın yapabileceğinin en iyisini yapan amcasını vermişti.

İnsan eksikliğine konsantre oldukça mutsuz olur. Peki ya ona fazladan verilenler..

Hayatta verilenleri görebilmemiz dileğiyle...

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

 

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

 

***

 

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu