ERTELEME!

ERTELEME!

 Masasının üstündeki dosyalar birikmişti. Yine yapılacaklar listesi vardı önünde. Camekanlı çalışma ofisi şeffaf olduğundan, iş yığınını herkes görebiliyordu.  “Patron yine söylenecek” diyebildi kendi kendine…

              Bir kahve alıp, planlama yapmaya karar verdi. Radyoda sevdiği kanalı açtı…Kahvesi gelinceye kadar, dışarıyı seyretmeye koyuldu. Simit satan adam yine köşedeydi. Küçük çocuğunu okuldan almış bir anne, elinden tutarak evine götürüyordu belli ki... Çok neşeli görünüyorlardı. Kim bilir çocuk neler anlatıyordu… Yaya geçidindeki yaşlı teyze, ona yardım edecek birini bekliyordu... Hayat kendi halinde akıp gidiyordu işte…

Koskoca hayatın yarısını geçirmişti Nisa; bazen ümidini yitiriyordu. Sürekli başkalarının peşinde koşmaktan, bir türlü hayallerinin peşinden gidememişti. Mesela anaokulu öğretmeni olmak istemişti. Çocukları o kadar çok seviyordu ki… Ama ailesinin yükü onun omuzlarındaydı. Küçük yaşta bir firmanın muhasebecisinin yanında işe başlamıştı. Sonra çok çalışıp, üniversiteyi de dışardan bitirip, müdürlüğe kadar yükselmişti. Azimli kızdı Nisa.

Hayatındaki herkese bu kadar emek vermişken, neden kıymeti bilinmiyordu ki? Kardeşinin okuması için, evlenmekten vazgeçmişti. Oysa ne çok sevmişti Ahmet’i…  Sessizce gözünden yaşlar süzüldü Nisa'nın. Ah… O da belki çocuğunu elinden tutup okula götürebilirdi şimdi…  Oysa bu kadar büyük fedakarlık yaptığı kardeşi, onu işi düşmedikçe aramıyordu bile…

Bu kadar emek boşuna mıydı yani. Üzülmemek elde değildi onun için. Herkes için koşturmuştu. Ailesinde yapılması gerekenleri hep o üstlenmişti. Babası öldüğünden bu yana evin hem annesi hem de babası olmuştu. Hiçbir zaman güçlü olmamıştı Nisa. Sadece güçlü görünmeye çalışıyordu. Güçlü görünmek için her şeyini ertelemişti. Gözyaşlarını bile…

Şimdi kalan ömrünün muhasebesini yapma zamanıydı.

Bir yerde okumuştu; "Bu hayatta taviz tavizi doğurur."  Aslında güçlü görünen Nisa'nın arkasında güçsüz biri vardı.

“Herkes kendi nankörünü dizayn eder bu hayatta.”

Nisa da böyle yapmıştı. Kendisini ertelemeyi seçmişti. Böylece nankörünü kendi dizayn etmişti. Babasının ölümü, annesinin hastalığı derken, kardeşini o büyütmüştü. Ancak içindeki küçük kızı, mahsun bırakmıştı Nisa.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; bu hayatta her şeyin aşırısı zararlıdır.

Nisa, başkaları için kendisini ertelemişti. Oysa uçakta bile oksijen maskesini önce annenin takması istenir. İnsan nasıl olurda kendini bu kadar feda eder? Bir insan için bir şeyleri feda etmenin bile bir ölçüsü varken, insan nasıl olurda aşırı fedakarlık yapar?

İşte Nisa’nın ertelediği şey sadece hayalleri değildi, aynı zamanda kendini ertelemişti.

Şimdi yeniden başlama zamanı Nisa, bu kez doğru hamlelerle ve deneyimlerle…


*** 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

 

"Kim Kimdirile başlayan, "İlişkilerde Ustalıkve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

 

***

 

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu



Yorumlar

  1. İnsanın zulmü hep kendisine...

    YanıtlaSil
  2. Kendimize vakit ayırmak en cokda kendimizin ihtiyacı var buna sanırım bir çok insanı anlatan yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Güzel yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. İnsan aslında ertelediğini zanneder. Oysa ertelemek kaybetmeye giden bir yoldur. Zamanını sağlığını düşüncelerini. Ertelemeden yaşamak nasip olsun .

    YanıtlaSil
  5. Şuandaki 8 milyarın neredeyse tamamına yakınınin durumu: Sürekli alarak nankörleşmeyecek insan yaratılmadi.

    YanıtlaSil
  6. Emeğinize sağlık 👍

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel anlatılmış acaba parçayı da ertelesek çoğalır mı ☺

    YanıtlaSil
  8. O yüzden artık herşeyi zamaninda yapıyoruz

    YanıtlaSil
  9. Hayat aslinda bjz ne yaparsak onu yapiyor bize ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. çok güzel olmuş

    YanıtlaSil
  11. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  12. Çok başarılı bir yazı emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  13. İnsanın kendini ertelediği her an birikmişleri doğurur.

    YanıtlaSil
  14. İnsan farkında olmadan merhamet adı altında taviz ler veriyor ve hayata devam edicekgücünükaybediyor ne yazık ki... Düşündüren ve keyifli yazınız için teşekkürler 🌺

    YanıtlaSil
  15. Kendini erteledikçe kendisine ulaşmakta güçlük yaşıyor insan...

    YanıtlaSil
  16. Birileri için birseyler yapıyor olmak güzel evet ama galiba dengeyi kaçırmadan aşirılastirmadan

    YanıtlaSil
  17. Insan kendi nankörünü kendi dizayn eder..Çok etkileyici gerçekten.Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  18. İnsanı geçmişine götüren ve iç muhasebesi yaptıran bir yazı… Emeğinize sağlık…

    YanıtlaSil
  19. Hayatında ertelediklerini feda-kârlığı ile ertelemiş Nisa, umarım güzel dönüşler olmuştur... ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  20. cok guzel yazi elinize saglık

    YanıtlaSil
  21. insan yaptıklarını hep kendine yapıtyor

    YanıtlaSil
  22. Çok güzel bir yazı.. emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  23. Elinize sağlık çok güzel olmuş

    YanıtlaSil
  24. Ah insan ah... ne kadar hızlı nankörleşiyor. En çok iyilik gördüğün kişiye en çok nankör oluyor. İnsana iyilik yaramıyor. Boşuna demiyor ayet insanoğlu nankördür.

    YanıtlaSil
  25. Nisa, başkaları için kendisini ertelemişti. Oysa uçakta bile oksijen maskesini önce annenin takması istenir. İnsan nasıl olurda kendini bu kadar feda eder?
    Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  26. Başkalarına iyilik yapmak çok güzel de: her şeyde bir kıvam olduğu gibi bunun da kıvamı olmalı. Bir dengesi olması bir ayarı olması lazım. Nisa bu kıvamı kaçırmış O yüzden dengeden çıkmış. İlişkilerde dengede kalabilmek ümidiyle duasıyla... teşekkürler yazı için

    YanıtlaSil
  27. Mutluluk parfüm gibidir kendini sıkmadan başkasına hissettiremezsin. Uçakta oksijen maskesini önce kendine takacaksın sonra çocuğuna... BEN boyutu ...

    YanıtlaSil
  28. Yaratıcı senin lehine hiç kimsenin olmadığı kadar senin Lehine... sen kendinin lehine misin? Yok ettiklerin senin için faydalıysa O bundan razı... Kendini ertelersen de üzülürsün...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapıp ettiklerin senin için faydalıysa, O bundan razı. Kendi lehine olmandan razı.

      Sil
  29. Bilmediğimiz, yanıldığımız o kadar çok yer var ki…

    YanıtlaSil
  30. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  31. Kendi sahnemizde ertelediklerimiz, başkalarının sahnelerinde var olma çabalarımız ne kadar da yorucu aslında. Çok güzel yazı, tebrik ediyorum, başarılarılar

    YanıtlaSil
  32. 👏🏼👏🏼👏🏼

    YanıtlaSil
  33. Nisa olduğumuz sahneler ne kadar da çok 🥲

    YanıtlaSil
  34. Oksijen maskesi önce anneye, eveet!

    Peki dosyalar neden masada birikmiş? Herşeyi ertelediği için mi 🤔

    YanıtlaSil
  35. O kadar çok erteliyoruz ki hayatı herseyı tamam şimdi oldu yapıcam derken bi bakmişiz yıne ertelemek zorunda kalıyoruz kendımızı ertelememek ümidi ile 🙌

    YanıtlaSil
  36. Erteleyen ler helak oldu

    YanıtlaSil
  37. İnsan en çok kendini ertelediğini geç olmadan öğrense keşke...

    YanıtlaSil
  38. Erteleme insanın tuzağıymış meğer

    YanıtlaSil
  39. Erteleme insanın tuzağıymış meğer

    YanıtlaSil
  40. Ne kadar feda edersek o kadar kar edıyorsa karşı taraf işte o zaman yanılgıdayız inş geç olmadan uyanalım

    YanıtlaSil
  41. Ertelediklerim diye bir başlık atıp onu da ertelemek benimkisi. Farkındayım ama ...Güzel bir yazı... Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  42. Ne acele et. Ne ertele . Yine dönüp dolaşıp dengeye geliyor herşey

    YanıtlaSil

Yorum Gönder