ÖYKÜ


ÖYKÜ

Parmaklarının ucunda ses çıkarmadan evden çıkmaya çalışıyordu Öykü… Sessiz olmalıydı. Çünkü oda arkadaşını rahatsız etmek istemiyordu.

Genç yaşına rağmen, hem okuyor hem de çalışıyordu. Başka seçeneği de yoktu zaten. Seçeneği olsa ne fark eder ki ? O kadar çok istiyordu ki… Elbiseler çizmeyi, moda ile ilgilenmeyi… Öykü, bu işin mutfağından geliyordu. Terzi olan annesi, çocukken ona dikiş dikmeyi öğretmişti. Küçücük elleriyle oyuncak bebeklerine elbiseler dikerdi. O kadar ilerletmişti ki bu işi, arkadaşlarının bebeklerini de o giydiriyordu.

Gece yatağına yatığında, gözlerini kapatarak, hayaller kurardı. İsmi gibi çok güzel öyküler yazacaktı; ancak bunları edebiyat alanında değil moda alanında yazacaktı. Uçuşan etekleri ile rengarenk elbiseler hayal ediyordu. Hepsini zihninde hayal ederken tasarlıyordu.

Sonunda hayalleri gerçek olmuş, özel yetenek sınavıyla öğrenci alan bir üniversitenin bursunu kazanmıştı. Hem de birincilikle… Öykü, azimli bir kızdı. Ancak tek bir sorun vardı. Okul yaşadığı şehirde değildi.

Annesi, uzun pazarlıklardan sonra babasını ikna etmişti. Öykü, o şehirde bir öğrenci yurdunda kalacaktı. Sonunda  yurduna yerleşti, iki kişilik oda da arkadaşı İrem ile kalmaya başladı.


İrem, çalışkan ve yetenekli bir kızdı. Öykü’nün devam ettiği üniversitenin Mühendislik Fakültesinde okuyordu. Okulu birincilikle bitirmek ve o okulda yüksek öğrenimine devam etmek gibi hedefleri vardı. Dolayısıyla çok ders çalışması gerekiyordu. Öykü ile de çok iyi anlaşıyorlardı. Gece yarılarına kadar sohbetleri, bazen ertesi gün uykusuz kalmalarına neden olabiliyordu.

İrem yemek yapmayı bilmediği için, Öykü yemek yapıyordu. İrem bulaşıkları yıkarken birkaç kez tabak kırdığından, artık Öykü bulaşıkları da yıkamaya başlamıştı. Ortak alanları nöbetleşe  temizleyeceklerdi. Ancak İrem’in hep yetiştirmesi gereken bir projesi vardı. Öykü okuldan sonra yardım ederek para kazandığı Moda Evi’nden çıkıp odasına gelip, bir de temizlik yapıyordu.

Öykü kendisini bu konuda uyaran arkadaşlarına “Olsun, o yapamıyor,ben destek oluyorum” diyordu. Üstelik bir de tersliyordu.

Bir süre sonra İrem, Öykü’ nün yemeklerini beğenmez oldu. Erken geldiği günlerde dahi, ortak temizliğe dahil olmuyordu. Öykü uyardığında ise, “Yorgunum” diyerek uyuyordu. Üstelik İrem çalışmıyordu… Öykü ise hem okuyor hem de çalışıyordu

Öykü artık bu duruma dayanamıyor, bir çözümde üretemiyordu.

Peki, neden ilişkileri bu hale gelmişti?


Her ilişki dengede başlar.

Bu bazen karı - koca ilişkisi olabilir; bazen kardeş, bazen anne- çocuk, iş yeri arkadaşlığı gibi… İlişkinin taraflarının bir önemi yoktur. İnsan dengede olan ilişkisinde tavizler vererek ilişkiyi bozabilir.

Taviz tavizi doğurur.

İnsan iyilik yaptığını düşündüğü yerde, bazen yanılır. Çünkü karşı tarafın sorumluluklarını almak, sürekli hale geldiğinde tavize dönüşür. Bu durum ise ilişkiyi bozan en temel sebeplerden biridir. Üstelik tavizler yalnız değillerdir. Artık beraberinde başka tavizlerde vardır. Bu durumda ilişkiyi çıkmaz bir hale getirir.

Bu sebeple mutlu olmak isteyen insan, ilişkisinde dengeyi korumalıdır…



***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

 

"Kim Kimdirile başlayan, "İlişkilerde Ustalıkve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

 

***

 

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. İnsan iyilik yaptığını düşündüğü yerde, bazen yanılır. Ne kadar doğru bir söz

    YanıtlaSil
  3. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel bir yazı kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Yazıda kendimi gördüm desem yeridir

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim bana birşey daha öğrettiğiniz için

    YanıtlaSil
  7. Kaleminize emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. ""Her ilişki dengede başlar.""

    ""Bu bazen karı - koca ilişkisi olabilir; bazen kardeş, bazen anne- çocuk, iş yeri arkadaşlığı gibi… İlişkinin taraflarının bir önemi yoktur. İnsan dengede olan ilişkisinde tavizler vererek ilişkiyi bozabilir.""
    Ne güzel bir cümle...ne güzel anlattinız🤍

    YanıtlaSil
  9. İyi niyetle başlıyoruz hep de iyi niyetimizden kaybediyoruz işte. Onun yapması gereken sorumlulukları Ben yaptığım zaman o ilişkide dengeden çıkıyor.

    YanıtlaSil
  10. Arkadaş arkadaşa hep iyilik yapar da bu iyiliğin herhalde dozunda sıkıntı yaşıyoruz . 🌼🌿🌸🌿
    O yüzden ilişkiler dengeden çıkıyor olabilir. Zehir dozdadır derler..

    YanıtlaSil
  11. Taviz in bu kadar küçücük bir şeyden başlayıp sonra büyüdüğünü fark etmek ne kadar güzel.

    YanıtlaSil
  12. Keşke insan kendi öyküsünü yazarken gücünün farkına varabilseydi.

    YanıtlaSil
  13. Taviz tavizi doğurur...

    YanıtlaSil
  14. Insan kendi oykusunun kahramanj

    YanıtlaSil
  15. Taviz olduğunu anladığında iş işten geçmiş olmasa...

    YanıtlaSil
  16. Taviz neden...

    YanıtlaSil
  17. Emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  18. tesekkürler...

    YanıtlaSil
  19. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  20. teşekkürier...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder