SINAV

SINAV

Ali, Ortaokul'un son sınıfında, gireceği sınavın telaşında bir çocuktu. Arkadaşları tarafından sevilen, öğretmenlerinin takdir ettiği bir öğrenciydi.

Ali gibi ailesi de, yakında ülke çapında yapılacak olan sınav için hazırlanıyordu. Annesi ve babası durumun öneminin farkındaydı. Tekrarı olmayan bu sınava göre plan yapıyorlardı. Çok mecbur kalmadıkça misafir kabul etmiyor, önceliği hep Ali’nin sınavına veriyorlardı. Hatta babaannesi köyden gelmek istemiş, Ali’nin sınavı sebebiyle onu bile sınavdan sonra için davet etmişlerdi.

Ali, babaannesini çok severdi. “Oğul, asıl sınav hayat sınavı, sen onu kazanmaya bak. Sen azimle bu sınava çalış” derdi… Ali’nin kulaklarında çınlıyordu babaannesinin sesi… Ali’yi en çok o anlardı… Keşke yanında olsaydı. Bu durum, Ali üzerindeki baskıyı artırıyordu.

Peki neden bu kadar önemliydi bu sınav?

Bu sınavın tekrarı yoktu. Sekiz yıllık eğitim hayatının birikimi bu sınavla sonuç bulacaktı. En önemlisi, gelecek hayatı için en önemli aşama bu sınavın sonucundaydı. Komşu teyzeleri annesine: “Sen de çok abartıyorsun ne var yani? Küçücük çocuk sınava girse ne olur, girmese ne olur? Kazansa ne olur, kazanmasa ne olur?” diyorlardı.

Aslında annesinin kaygısı hiçbir zaman anlaşılmıyordu. Annesinin kaygısı Ali'nin iyi bir meslek sahibi olması değildi. Çok iyi okullarda okuması da değildi. İlerleyen yaşlarında onun gibi amaçları doğrultusunda hedefleri olan insanların arasında olmasıydı… Aslında ailesi için bu sınavın amacı sakındırmaydı. Çünkü insan bir şeyden yaklaşmayarak sakınabilir. İnsanın bu hayatta yaklaştığı şeyler hayatını belirler. Ali, kendisi gibi derse yaklaşarak hayata atılmış kişiler içinde bulundukça mutlu ve başarılı olabilirdi.

Annesi Ayşe Hanım da bunun bilincindeydi. Elde edeceği sonuçla ilgilenmiyordu. Oğlunun, kendisi gibi onu dersten alıkoyacak şeylerden uzak duran arkadaşları ile birlikte olmasını istiyordu. Bunun için dikkatini dağıtacak şeylerden uzak durması gerekiyordu.

Ali’nin annesi haklıydı elbette… Ancak O da bir yerde yanılmıştı.

Her şey kıvamında olmalıdır.

Hayatın kendisi denge üzerine kurulmuşken, insan neden aşırılığa yaklaşır ki…

Peki insanın hayatındaki yaklaşmalar ve uzaklaşmalar nasıl olmalı?

*** 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

***

 

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu