SANAL AŞK

SANAL AŞK

Ezgi, lise döneminde çok sevdiği rock grubunun fan sitesinde tanımıştı Berk’i. Birkaç tane daha ortak noktaları vardı tabii ki... Kısa bir süre sonra Berk, Ezgi’ye açılmış ve bu teklifi Ezgi de kabul etmişti. Daha önce hoşlandığı hiçbir çocukla selamlaşmamıştı bile… İlk kez başına böyle bir şey geliyordu. İlişki başlatmak, hoşlandığın kişiye açılmak, içinden geçenleri söylemek daha kolaydı bu dünyada

Sonunda onun da erkek arkadaşı olmuştu. Ama tek bir problem vardı; sadece online görüşüyorlardı. Daha önce hiç yüz yüze gelmemişlerdi. Hatta aynı şehirde bile değillerdi. Aralarında yüzlerce kilometre vardı. Bu durum ara ara Ezgi’nin canını sıkıyordu. Çünkü Berk’le bir gelecek hayal etmeye başlamıştı çoktan. Çocukluğunda da hayranı olduğu sanatçıyla bir gün evleneceği hayallerini kurardı hep. Ezgi, hayal kurma konusunda oldukça ustalaşmıştı.

Yaz tatilinde halasının yaşadığı şehre gitmiş ve Berkle ilk kez o şehirde görüşmüşlerdi. Bu görüşmeden sonra daha da çok etkilenmişti. Uzaktan hayalini kurduğu Berk’e o kadar âşık olmuştu ki, karşısına kim çıksa önemli değildi. Zihnindeki Berk ile gerçekteki Berk arasında çok fark vardı.

İnsan neye inanırsa gerçeği o olur.

Ezgi büyülenmiş gibiydi. Onun için önemli olan; Berk’in onda uyandırdığı duygulardı. Zihni Berk’in bütün olumsuz yönlerini siliyordu… Buluşmalarında Berk’in telefonunu sürekli saklamaya çalışmasını; sadece benimle ilgilenmek içindi, diye düşünüyordu. Garsona bağırmasını; garson da onu öfkelendirdi yani, diye yorumluyordu. Hesabı Ezgiye ödetmesini; annesine doğum günü hediyesi almış yazık parası kalmamış, diye kendini ikna etmeye çalışıyordu.

Berk’i sadece üç gün gören Ezgi artık hayatına konsantre olmakta zorlanıyordu. İstekleri konusunda azimli olan Ezgi, yerini Berk’le birlikte olabilme hırsına bırakmıştı. Aklı devamlı ondaydı. Derslerini, gittiği kursları, arkadaşlarını, ailesini, hayatındaki diğer yoğunluklarını boş vermişti. Berk ise İstanbul’da bir üniversite kazanmış, çok zaman geçmeden Ezgi’ye ayrılma kararını bildiren bir mesaj atmıştı. Bu olay Ezgi’yi derinden etkilemişti. Ve bir türlü kabullenemiyordu. Berk’e her zaman açık bir kapısı vardı. Ve o da ara ara gelip gidiyordu. Bu durum Ezgi’nin Berk’e olan bağını daha da artırmıştı. Anlam veremiyordu ve hep Berk’in de kendisinden vazgeçemediğini düşünüp mutlu oluyordu. Birgün tekrar birlikte olacağız umuduyla yılları geçmişti. Zar zor kazandığı bölümü bile bitirememişti. Berk bu esnada okulunu bitirip iyi bir firmada işe başlamış, Ezgi’den yıllardır sakladığı sevgilisiyle nişanlanmıştı… Sanal başlayan aşkları Ezginin sandığı gibi bitmemişti... Neden harcamıştı bunca yılını boşa? Gerek var mıydı buna? Peki, neydi onu bu kadar bağımlı hale getiren. Neydi bu isteği?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi derki;

İnsanın isteği neredeyse problemi oradadır.

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

***

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu