40 YAŞIM...


40 YAŞIM... 

Boşluğa bakarak öylece yürüyordu. Aklına eski günler geldi. Hani derler ya, insanın hayatı film şeridi gibi gözünün önünden geçip gider. Aynen öyle bir andı. 'Bu hayatta neleri doğru yaptım?' diye düşündü. Neleri doğru yapmış, nelerde yanılmıştı

Şimdiki halinden memnun muydu?

40 yılı geçti gözünün önünden. Çocukluğu, ergenliği nasıl da kısa sürmüştü. Annesinin 40 yaşlarını hatırladı. Aslında annesi de gençmiş o yaşlarında. Ama o yıllarda annesi çok büyükmüş gibi geliyordu. Oysa 40 yaş, ulaşılmaz bir yaş gibi gelmişti çocukken.

Aklı ermeye başladığında, ergenlik zamanlarında, annesinin yaptıklarını beğenmez, “Ben büyüdüğümde böyle olmayacağım” derdi.

“Kaç yaşına gelmiş kadın hâlâ yanlışlar yapıyor.”

Acımasızca eleştirileri vardı.

“İnsan 40 yaşına geldiğinde de doğru işler yapmaz mı canım?”

Ara ara anne babasının kavgasına şahit olurdu. Anne babası çok anlaşabilen bir çift değildi. Sürekli birbirlerine eleştirir, atışır, azimle tartışır, sanki birbirini bir daha görmeyecekmiş gibi birbirine laflar ederlerdi. Birkaç saat sonra tekrar yüz yüze bakarlardı. Bu durum onu çok kızdırır, böyle bir şeye şahit olmak onu çok üzerdi.

Ergenliği hep “Böyle olmayacağım, böyle yapmayacağım, göreceksiniz. Ben büyüdüğümde nasıl bir insan olacağım” diyerek geçmişti. Yıllar yılları kovaladı. Ergenlik denen süreç de geçmiş, yerini albenili bir genç kızlığa bırakmıştı. Ve artık tercih edilen, beğenilen bir genç kız olmuştu. Beğendikleri vardı. Artık bir beraberlik yolunda yavaş yavaş adımlar atmaya başlıyordu. Hayat ona, yaşı ile beraber tercihlerini sorgulatıyordu. Evet, başkalarında beğenmediği hayat hikâyesinin farklı bir senaryosunu yazması istenmişti ondan. Kahramanlar farklıydı, bakalım senaryolar nasıl olacaktı…


Okulunu bitirmiş ve yeni bir işe başlama süreci olmuştu. Kalabalık bir ortamda ilk defa insanlarla tanışma, kaynaşma ve çalışma sürecine girmişti. Bu onun çok da zorlandığı bir şey değildi. Aile içerisinde zaten bir var olma savaşı varken, dış dünyada da çok zorlanmamıştı. Hayat onu marifetli yetiştirmişti. Bu sebeple girdiği yerde göze çarpmış, marifeti dolayısıyla kısa sürede bir yere gelmişti. Bu, onun tercihlerini de değiştirmişti. Anne babasının öyküsü aklına geldi. Karşısına çıkan insanları 'en iyisi, daha iyisi' diyerek eliyordu.

Bir gün kahve sırasında hayatının yeni senaryosunu yazacağı insanla karşılaşmıştı. İlk aşklar nefretle başlardı. Öyle derlerdi ya! Onun da öyle oldu. 'Sen kahve alacaksın', 'Ben alacağım' derken küçük bir atışma başladı ve ona sinir olmuştu. 40 yılını geçireceği hayatının figüranlarından biriydi. İlk önce hiç anlaşamamalarına rağmen, daha sonra birbirlerine ilgi duymaya başladılar. Ne kadar da çok babasına benziyordu. Derken bu ilişki evliliğe kadar gitti. Genç kızlığında kendine verdiği sözler vardı. Anne babası gibi bir hayat yaşamamak. Öyle bir beraberliği olsun istemiyordu. İlk günler, birbirine alışma, kaynaşma sürecinden sonra artık herkesin ne olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Çünkü hayaller başka, gerçekler bambaşkaydı.

Kendi hayatında marifetli yetiştiği için, bir problem karşısında çok çabuk çözüm üretir, çözerdi. Ama o, bir problem karşısında ne yapacağını bilemez, bir duruş sergileyemezdi. Bu halleri aynı babasına benziyordu. Kendi de konuşmalar arasında gitgide annesine benzemeye başlamıştı. Hani öyle olmayacaktı. Hani annesine benzemeyecekti. Hani 40 yaş olgunluktu. Hani her şey tecrübe edilmişti.

İnsan, oluşturduğu sebeplerin sonuçlarını yaşar.

40 yaşına gelmiş ve annesinin aynısı olmuştu. Hüzünlendi durdu. Onun elinde bir senaryo gerçekleşmiş ve o bu senaryoyu hiç beğenmemişti. 'İnsan neden gördüğü yanlışı tekrar uygular?' diye kendi kendine sordu. 'İnsanoğlu, hayatında deneyim transferi yapmazsa, aynı yerlerde düşer, aynı yerlerden yara alır, aynı pişmanlıklarla hayatına devam eder' der Deneyimsel Tasarım Öğretisi. Ne kadar da haklıydı.

Annesi çözdüğü için, babası problem çözemez olmuştu. Yapmayacaktı bunu kendine daha fazla. Karar almış, müdahale etmeyeceğine kendi kendine söz vermişti. Çünkü bunun ilerisinde yaşayacaklarını görebiliyordu. Eşinin güçlü olması için, problemleri onun çözmesine fırsat vermeliydi. İlk defa sustu ve bekledi, onun cevap vermesini. Eşi de şaşkındı. 'Nasıl ya, tek başıma mı konuşacağım ev sahibiyle?'

'Sen halledersin hayatım' diyebildi...


***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdirile başlayan, "İlişkilerde Ustalıkve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.


***

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu


Yorumlar

  1. Çok çok güzel bir yazı ellerinize sağlık 🌺💐

    YanıtlaSil
  2. Çevremdeki sevdiklerime iyilik yapıyorum diye onlara ne kadar da marifetsizleştirmişim. nasıl olsa O halleder o yapar diye herkes uzak durmaya yapmamaya başlıyor... Ben de o kadar ağır yükün altında ezilmeye başlıyorum... sonunda Yeteeer artık, dedim ama maalesef çok geç oldu...
    O yüzden başkalarının hayatındaki doğruları Kendi hayatıma transfer etmem lazım. İnsan hep bedensiz sonuç istiyor ya al sana bedelsiz sonuç deneyimi transfer et . onun ödediği bedeli ödemeden onun yaşadığı şeyi sen yaşamadan öğren. İnsanın biraz egosuna ters ama deneyim transferi çok konforlu.

    YanıtlaSil
  3. Zaman geçip gidiyor...

    YanıtlaSil
  4. Elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  5. 40 yaşım ve ben

    YanıtlaSil
  6. Ah geçen yıllarim

    YanıtlaSil
  7. Problemi çözmenin yolu deneyim transferi..

    YanıtlaSil
  8. "Sen halledersin hayatım" çok basit, ama çok zor bir söz. Elinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  9. Ellerinize sağlık, ne kadar da tanıdık:)

    YanıtlaSil
  10. İnsan deneyim transferi yapmadığı zaman aynı senaryoyu tekrar yaşıyor. Ellerinize sağlık. Başkalarının da bedel ödemesi izin vermeliyiz. " Sen halledersin" çok güzel bir cümle 👏🏼💐💐💐

    YanıtlaSil
  11. Hayatımızın özeti..

    YanıtlaSil
  12. Emeğinize sağlık 🪷

    YanıtlaSil
  13. Annesi çözdüğü için, babası problem çözemez olmuştu. Tam bizim evvv

    YanıtlaSil
  14. Çok güzel bir yazı olmuş 40 yasında biri olarak kendımı buldum

    YanıtlaSil
  15. 60 yaşına geldim hala aynıyım ah genclik

    YanıtlaSil
  16. Hayattan dersler veren bir yazı teşekkür ederim🙏

    YanıtlaSil
  17. İnsan sadece sonuç yerine sebeplerin vardığı sonuçlara baktığında doğru bir deneyim transferi yapabilir.

    YanıtlaSil
  18. İnsanın çözüm becerisinin yüksek olması her şeyi yapabilmesi anlamına gelmiyor, yakınlarınada pay vermeli ki dengeli ilişkiler yaşayabilsin…Çok güzel bir yazı, emeklerinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  19. Çocukken yaşlılar hep söylerlerdi “nasıl geçti anlamadım, zamanınızın değerini bilin” diye. Gerçekten de öyle zaman hızla akıp giderken çok geç kalmadan bazı soruları kendimize sorup, kendimizle yüzleşmemiz çok önemli… Yoksa aynı hataları tekrar edip duruyoruz ve bir türlü mutlu ve başarılı hayatı yakalayamıyoruz…

    YanıtlaSil
  20. Hey yıllar, azimle iş yapmanın keyfi ne güzel.

    YanıtlaSil
  21. Hayat oluşturduğumuz sebepler ve sonuçlarından ibaret💫

    YanıtlaSil
  22. Sen halledersin hayatım diyebilecek hale gelmek...

    YanıtlaSil
  23. Tamda düşündüğüm konular,neyseki dtö sayesinde daha da bilincleniyoruz :)

    YanıtlaSil
  24. Ellerinize sağlık ✨

    YanıtlaSil
  25. Kaleminize sağlık 👏🏼👏🏼👏🏼

    YanıtlaSil
  26. Hangi yaş almış birine sorsanız, nasıl geçti anlamadım diyor:(:(

    YanıtlaSil
  27. İnsan hayatının özeti çok güzel anlamışsınız emeğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder