GÖÇEBE HAYATLAR

GÖÇEBE HAYATLAR

İnsan göç eder bazen yaşadığı yerden, tanıdığı insanlardan, büyüdüğü yerin kokusundan alıştığı her şeyden göç eder, göç etmek zorunda kalır...

Beraberinde zihninden de taşınır. Zordur çünkü yaşanmışlıkları geride bırakmak hele de duygularını bu kadar yoğun yaşayan Narin için çok daha zor. Anılara anlam yükleyerek yaşardı. Çünkü elinde kalanlar onlardı. Her zaman alışveriş yaptığı esnafı vardı. Pazar günleri sıraya giren insanlarla fırın kuyruğunda sohbet paha biçilmezdi onun için. Perşembe günleri kurulan semt pazarı en büyük eğlencesiydi. Tezgahtarları birbirine kıyas yaptırıp kızdırması ne kadar hoşuna giderdi hem de...

Ali’nin tezgahına gider, “Ahmet abinin elmaları daha organik duruyor ve senden daha ucuz” derdi. Bakardı ortalık karışık hemen başka tezgâha geçerdi. Pazar esnafı onu çok iyi tanıdığı için aralarındaki konuşma eğlenceye dönerdi.

Kahve içmeye çok düşkün olduğu için taze çekim aktarcısı vardı onun. Daha sokak başında görmeleri ile kahvesi çekilir birde sohbet için bir tane sade de o an pişirilirdi...

Gitmek sadece ona değil ona alışanlar için de zor olacaktı... Çünkü gerçekti Narin'in ilişkileri, gerçek. Kıymet verdiklerini özenle dinliyor ve samimi, kaliteli iletişim kuruyordu, iz bırakarak...

Ama bazen hayat sürprizler sunuyordu insana hiç beklenmedik ve bizim kız sürprizleri hiç sevmezdi...

Oysa hayat Narin’den yanaydı. Biliyordu, boşuna yaşamıyordu bu yaşadıklarını. Sevmediklerini sever hale getirmek, zor olanı kolay yapabilir olmak ne büyük konfordur insana...

Narin’in aşırı duyguları yoktu hayatında. Bu yüzden çok sade bir hayatı vardı.

Kendini taşımadan önce zihnini taşımaya karar verdi.  Belki de yeni bir bene ihtiyaç var ve yeni insanların da o beni tanımaya, diye düşündü…

İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir.

Her şey aynıydı ama o değişiyor eski benden, yeni benine gidiyordu. Kahve içerken bile hep eskiye dönüp eski anlarını yaşıyordu...

Evet evet hem öncelikle bu kadar büyük bir evden de çıkarak hafiflemiş olacaktı. Daha küçük ev daha az eşya daha sade bir yaşam...

Çatı katına taşınacaktı Narin, çok şirin kendi gibi samimi...Yağmur yağınca ne de tatlı olur film keyfi... Tavanı alçaktır daralırsın sen diyorlar ama terasını bilmiyorlar...Her avantaj dezavantajı ile vardır. Bunu öğrenmişti...

Galiba ilk önce kendini bu sürece ikna etmek çok akıllıcaydı insan bilmediği bir durumla alışmadığı duygularla böyle baş edebilirdi.

Sabit fikirli olmak kurallarla yaşamak hep alıştığı konforun içinde olmak kolay olanı mıdır?

Senelerce çalıştığın iş yerinde sürecin bitmesi başka rızık kapıları açmaz mı? Seni daha azimli daha başarılı yapmaz mı?

Yeni ev, yeni eşya, yeni komşular, yeni esnaflar korkutucu mudur?

Sende olan güzellikleri kaybetmeden, sende olmayan nice güzellikleri kendine ancak yenilikler katarak ulaşırsın...

Hayatın sana getirdiklerini kabul et uyumlan suyun akışına ters gitme. Göç etmek seni yok etmez, içindeki sonsuz seni keşfetmen için iyi yolculuklar...

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

 

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

 

 

***

 

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu