GİDEN SEVGİLİNİN ARDINDAN

GİDEN SEVGİLİNİN ARDINDAN

Bayramda bitti. Memleketten gelenler uzun tatili fırsat bildiler. Eskiden biz giderdik. Yaşlandık mı ne… Artık onlar geliyor. Herkes evine çekildi ve biz yine kendi başımıza kaldık. Bilemedik kıymetini yine Ramazan’ında, Bayramında...

“Belki olur.” dedik. “Belki bu Ramazan Kadir Gecesi’ni yakalarız.” Dedik. Son on günü mü bekledik? Ancak evdeki hesap ile çarşıdaki hesap yine örtüşmedi. Son on gün geldiğinde, Kadir Gecesi’ni aramanın heyecanını bayram telaşı sardı.

Temizlik telaşına girdik. Halıyı yıkatmaya ver, koltuklarını temizle, mutfağın altını üstüne getir... Sanki bütün yıl hiç temizlik yapılmamış gibi, sanki her yer küf tutmuş gibi.. Parıldayan dolaplar, yıkanan yataklar… Son on güne sığdırdık tüm yılın temizliğini…

Kadir Gecesi gelip geçerken farkında bile değildik. “Hadi bari son üç güne bakalım.” dedik, ama onda da kıyafet alışverişi telaşı başladı. Çocuklar ne giyecek? “Elbisemin altına ayakkabım yok!” Sanki çıplak kalmış gibi her yeri gezdik…

Yine kıymeti bilinmeyen bir Kadir Gecesi geldi ve garip geldiği gibi garip gitti. Bu yılda çuvallarımız delikti; Ramazan geldi ve geçti. Kadir Gecesi’nden geriye ne kaldı elimizde? 

Oysa “Ramazan aç kalmak değildir” derdi büyüklerimiz… Bizim ise sadece midenin boş kalmasıyla sınırlı kaldı.

“Hoş geldin Ramazan” dedik ama şimdi “İyi ki gittin.” Sevincini yaşıyoruz. Ne senin kıymetini bildik ne de kendi kıymetimizi… Oysa Ramazan, büyük bir fırsattı temizlenmek, arınmak içindi... Ama bu yıl da garip geldi, garip gitti… 

Oysa özlemle beklenendin. Hani çok sevdiğimiz dostlarımız gelir de giderken “Güle güle” der ama “Daha çok gel, yine gel olur mu bak arayı açma” deriz...İşte öyle bir his onbir ayın sultanını uğurlamak, gelişine neşe gidişinde hüzne kapılmak...

Neden özleriz bu kadar Ramazan’ı? Çünkü çok sebebimiz var...

Bereketi gelir evlere sofralara... Yetimler öksüzler diğer aylara kıyasla daha çok hatırlanır. Azimle çalışır insan…

İhtiyaç giderinin ihtiyacı giderilir.

İşte bu ay öyle bir aydır ki;  hayırda yarışmaların koşturduğu ne güzel bir

koşuş ne güzel bir maratondur...

Birde kendine has kültürel özellikleri vardır. Pide kokusu, güllaç tatlısının hoş duruşu, bayramdaki baklavaya göz kırpışı…

Küsler barışır bu ayda kalplerine merhamet tohumları daha fazla düşer...

Nasıl özlemeyelim, nasıl beklemeyelim...

Yine gel olur mu bize rağmen gel... Sen bir ay gelince on bir ayımın anlamı

oluyor... Hakkıyla seni yeniden yaşamak için niyet ediyoruz... Gel ki yüreğimiz bayram coşkusu yaşasın...

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

***

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu