VAZGEÇEMEMEK

 VAZGEÇEMEMEK

Ara ara yürüyüş yaptığı yol üzerindeki cezaevi duvarlarının ne kadar yüksek olduğu ilk kez dikkatini çekmişti. Mega kentin merkezinde… Metrelerce yükselen bir duvar… Yetmezcesine onun içinde tekrardan yükselen bir duvar daha… Hemen önünde işlek bir cadde…

 Bir an içeridekileri düşündü, bahçesinde gezinen mahkumları. Muhtemelen daracık bir bahçe… Başını hafifçe kaldırıp yukarı bakabilmek yeterliydi gökyüzünü görebilmesi için. Ama ya içeridekiler, onların ne kadar kaldırmaları gerekiyordu başlarını gökyüzünün maviliğini görebilmeleri için… Dört duvar arasında sıkışıp kalmak… İstediği kadar yürüyememek, sevdiği şeyleri yapamamak insana ne de kötü hissettirirdi… Üstelik birkaç metre ilerisinde büyükçe bir parktan gelen insan sesleri ve hemen dibinden geçen arabaların gürültülerini duyarken ne kadar da zor olmalıydı… Duvarın öbür tarafında hayatın keyifle aktığını bilmek ne de çok can acıtıyordur…

Birden ellerine baktı, eşiyle el ele tutuşarak yürüyorlardı… Az önce düşündüğü mahkumların duygularını çok derinden hissetti. Çok tanıdıktı bu his. Burnunun ucu sızladı, canı çok acımıştı. Evet, duvarın diğer tarafında olmak güzeldi, istediği kadar yürüyebiliyor, fırsat buldukça canının istediklerini yapabiliyordu… Ama elini tuttuğu insan onun dört duvarı olmuştu. Elinden alınmış seçimlerini ve geçip giden yıllarını düşündü. Seçim hakkını her defasında karşı tarafa bıraktıkça, her kararına, her teklifine evet dedikçe, kaybettiği gücünü, yükselen duvarlarını gördü. Gökyüzünü görebilmesi için başını hafifçe kaldırması yeterliydi, ama özgürlük zannettiği şey bu değildi… 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi derki; insan bu hayatta vazgeçebildiği kadar özgürdür. Eşinden, çocuklarından, imkanlarından vazgeçememesi onu bu dört duvar arasına mahkum etmişti. Kaybetme korkusu onun elinden seçimlerini almıştı. 

İnsan mutlaka hayatının her alanında seçim yapmak zorundaysa ve hayatı yaptığı seçimlerin sonuçlarından başkası değilse, sebeplerle sonuçlar arasında bir ilişki varsa, o zaman bu ilişkinin nasıl olduğunu anlamak insanın satın alabileceği en kıymetli şeydir. O zaman insan nasıl özgürleşir? İradesini nasıl güçlendirir, azimle neleri başarabilir? İnsan ilişkilerindeki denge nasıl olmalıdır? Ve daha pek çok sorunun cevabı; “İlişkilerde Ustalık, Başarı Psikolojisi ve Sakınmada Ustalık” seminerinde.

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

***

"Milyarlarca insan içinde, 'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu