SINAV

  

SINAV
    

Bütün bir yıl bugünü beklemişti. Sabahleyin erkenden sınav yerinde olması

gerekiyordu. Selim sınavdayken o da uzun zamandır okumayı çok istediği kitabını okumayı planlıyordu.

Aslında sınava Selim’den daha çok o çalışmıştı. Sırf o çalışırken rahatsız olmasın diye gelen misafirlere “Oğlan sınava hazırlanıyor” derken o kadar zorlanmıştı ki... “Biz misafirperver insanlarız, tabii ki bize bunu söylemek çok zor geliyor ama başka çaremiz yok. Sınava çok az kaldı.” deyivermişti.

Korkuları değil kaygıları vardı. Kendinden azimle elinden geleni yaptığına dair emindi.

Ama Selim için aynı şeyi söyleyemeyecekti. Selimi her fırsatta elinde telefon bir şey izlerken yakalıyordu. “Aman incitmeyeyim, çocuğun motivasyonu kırılmasın,

az kaldı oğlum, bitecek sabret...” Daha neler neler... Ve sonunda bitmişti. Kendisi

sınava hazırlanırken ne kadar da hassastı halbuki. ''Ya kazanamazsam babam

öyle çok masraf yaptı ve ben onların hakkını veremezsem. Ben kötü bir evlat olursam.''

 Dün gece yaptığı konuşma aklına geldi.

''Pişman mısın'' diye sordu Selim’e. Keşke daha çok çalışsaydım diyebiliyor musun?

‘Yok” diye cevap verdi Selim. Şu kısa cevap canını çok yakmıştı. O kadar emek çaba bir yana, birde hiç çekinmeden verdiği cevap kalbini incitmişti. Kendini zor tuttu kaba bir şey söylememek için… Neyse sonunda sınav günü gelmişti işte..Biraz daha sabredebilirdi sanki…

İşin gerçeği şuydu: İnsan kendi nefsinden yanaydı ve hiçbir bedel ödemeden sonucunu istiyordu.

Evet kesinlikle yaşadığı şey pişmanlık değildi bunuda rahatlıkla söyleyebiliyordu.


          Peki insan neden yaptıklarından pişmanlık duymaz, karşı tarafı üzdüğü için üzülmez? Bedel ödeme ve ödetmede adaleti gözetmez?

Adalet ne idi? İnsan neden herkese aynı davranmazdı? Çok çalışana ya daha çok yük yükler, çalışmayana bedel ödetemediği için güçsüzlüğünün üstünü örtmeye çalışırdı…

Ah insan, bedel ve adalet arasında sıkışıp kalmıştı. Oysa bedel ödemeyene ödetmek, bedel ödeyenin yükünü hafifletmek gerekmez miydi? Yada kendi bedelini başkasına ödetirken yaptığını fark etmesi gerekmez miydi?

İşte bu düşüncelerle kitabın sayfalarını çevirirken, sınavı bitiren zilde çalmıştı. Ancak o sonucu çoktan biliyordu.

Çünkü bazı sınavların sonucu baştan bellidir. Kaybedenlerden olmamak için insan bedeline dikkat etmeli değil miydi?…

***


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.


İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.


"Kim Kimdirile başlayan, "İlişkilerde Ustalıkve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.


***


"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu 

Yorumlar

  1. İnsanın bedelde adaletsiz olması ne acı...

    YanıtlaSil
  2. Bedel... her şeyin başı sonu

    YanıtlaSil
  3. İnsan hayatı bir sınav değil mi zaten

    YanıtlaSil
  4. İnsan, hedefine uygun emek vermezse sonuç hüsran olabiliyor:(...

    YanıtlaSil
  5. emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. ne muhteşem bir söz; İnsan kendi nefsinden yanaydı ve hiçbir bedel ödemeden sonucunu istiyordu.

    YanıtlaSil
  7. Keşke ilk söylenilenler ilk söylendiğinde anlaşılabilseydi...

    YanıtlaSil
  8. Mücadelenin olmadığı bir hayatta insan farkını ortaya koyamaz...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder