ÇIRAKLIK

 

ÇIRAKLIK

İnsanoğlu gözleri kamaşarak geldiği dünyada hayatının başlangıcını anlamaya çalışırken, aslında bir öğrenme gerçekleştirir. 

Bebeklik  ile başlayan serüveni öğrenmenin ilk adımıdır. 

Gördüğü her şeyi, yeni tattıklarını, tanımladıklarını, hepsini farklı farklı öğrenir. Sanki bir belleğe kaydeder gibi hayatına almaya başlar. 

Bu süreç sürekli tekrar eden bir şey olsaydı, insanoğlu çok yorulurdu. Tekrar tekrar aynı şeyleri öğrense, her gün yeniden baksa ve tanımlasa, anlamaya çalışsa bu insanı ne de çok yorardı...

Çünkü her şeyin belli bir zamanı vardır. İnsanoğlu dünyada çıraktır ve  azimle ilerler... 

Geldiği yeri tanımlayıp yaşayacağı ortamı anlamak elbette zordur.

Fakat insan bilmez ki,

"Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır" 

Zorluğun arkasında gizlenmiş kolaylıklar insanın hayatına konfor sağlayan süreçler oluşturur.

İnsanoğlu hayatında bebekliğin yerini çocukluğa, çocukluğun yerini gençliğe bırakır. 

Ve bu süreçte gerçek tanımlamalar, gerçek öğrenmeler yapmak zorundadır. 

Peki gerçek nedir?

İşte insana her sürecin gerçeği gerekir.

Gerçek tutarlı olmalıdır. Değişmemelidir... Geliştirilmeli, irdelenmelidir.

 

   İnsanoğlu gençlik döneminde... 

Bu gençlik kalıcı zannedilen deli çağlar, delikanlılık, ergenlik diye adlandırılan fakat çok çabuk geçen bir süreçtir. 

İnsan buralarda çok oyalanır, tercihlerini kolay yapamaz çünkü aldatmacaları çoktur. 

Gençlik güzeldir ta ki yerini olgunluğa bırakmasın...

Olgunlukta istenen bir duruş, bir stil, bir tarz, bir tavırdır.

İnsanoğlu olgunluğa erişeceği zamanı öncesinden hazırlamalıdır. 

İnsanı en çok kendini yetiştirememiş insan yorar.

Ama insan en çok kendini yorar...

Olgunluk beklenen yaşlar kapıyı çalar.

Kişiden olgunluk beklenir...

İnsan aslında bir yapbozun parçaları gibidir.

Doğru bir parçasını kendine yerleştiremediğinde, o resmin bir anlamı kalmaz. 

Geriye baktığında koskoca bir ömrü ziyan ettiğini görür insanoğlu...

Oysa ondan istenen, ona verilen sürede en iyi versiyonuna ulaşmasıdır. 

İnsandan insanlık beklenir aslında... 

Tüm zorluklara rağmen yanında birçok kolaylığı ile beraber.

Ve insanoğlu çıraklığını atlatamaz... 

Bunlar bir süreçtir.

Artık insanlığının  kalfası,

Ustası olması gerekir.

Bütün öykü bunun için dizayn olmuştur.

 Ama insan, çırak olarak kalmayı ve çıraklığın hakkını verememeyi seçer.

Nedir çıraklığını uzatan? 

Şikayet...

Şikayet nedir bilir misin?

Öykü'yü beğenmemek...

Öykü'yü yazanla sahnedekinin amacı farklıysa insanoğlu bir yere varamaz.

Ve insanoğlu yaşlılığında... 

Avantajlar yerini dezavantajlara bırakmıştır.

Çünkü artık eski tazelik eski güzellik, eski canlılık yoktur.

Her şeyin olduğu gibi bunların da bir zamanı vardır ve geçmiştir...

Ve öykü burada biter. 

Ah insan gözünün önünde... Her şey gelip giderken, bir meyve bile olgunlaşıp, çürürken... Mevsimler geçerken, nasıl da kendinin geçmeyeceğini düşünür.

 Ve insanoğlu bu dünyadan öylece gelir ve geçer... Mesele gelip geçmek değildir aslında... İnsanın nasıl gelip geçtiğidir...

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

***

"Milyarlarca insan içinde,

'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

Yahya Hamurcu