ERKEKLERİN SESSİZ BİLDİRİSİ: ANLAMAYA ÇALIŞIYORUZ


Merhaba yiğit kardeşlerim hepinize gönülden selam olsun.

Bugün, pek de dile getirmediğimiz bir konunun etrafında toplandık:

Kadınların bizden beklentileri.

Malum, biz erkekler dertlerimizi dillendirmekte pek mahir değiliz.

Bir sorunla karşılaşınca onu çözmek yerine zamana bırakmayı severiz.

Yani, zemine damlayan çorba suyunu ayağımızdaki çorapla silip

“tamam, mesele halloldu” sanan bir kuşağız biz.

Kıyafetleri sandalyeye asıp “yarın giyerim” diyerek unutan, unuttuğu şeyi de mesele etmeyen bir türüz.

Hayat böyle de devam eder mi? Eder.

Ama görünen o ki bu “idare etme hali” kadınların sabır sınırlarını zorluyor.

Çünkü onlar, detayların içinde nefes alır, bizse o detaylarda boğuluruz.

Onlar bir damlayı fark eder, biz o damlayı ancak deniz olunca görürüz.

Biz onları oldukları gibi kabul ederiz; ama onlar bizi “olmamızı istedikleri gibi” sevmekte zorlanırlar.

Ve bunu bıkmadan, usanmadan dile getirirler.

İşte bizim kongremizin gündem maddesi de tam olarak budur:

Kadınları anlamak, iletişimde ustalaşmak ve sükûnet içinde bir hayat sürmek.

Kadınların dili bize çoğu zaman şifreli gelir.

Bir “iyi misin?” sorusunun içinde bin duygunun saklandığını anlamakta zorlanırız.

Çiçek almamızdan mutlu olurlar sanırız ama bazen

“Durup dururken niye aldın?” diye şüphelenirler,

ya da “Sevdiğim çiçeği bile bilmiyorsun” diye hüzünlenirler.

Oysa biz çiçek türü bilmeyiz, sadece niyeti biliriz.

Almasak gönül kırılır, alsak da “yanlış tür” yüzünden sitem gelir.

Bir paradoksun ortasında kalırız; hem kahraman hem sanık oluruz aynı anda.

Temizlik konularında da benzer bir kısır döngü yaşanır.

El yıkarız, su sıçrar; suyu sileriz, havlu kirlenir.

Havlu kirlenince yüzlerde çizgiler belirir,

ve o çizgiler “süper olur” diye isyana dönüşür.

Biz, bu kadar dikkat ettikçe daha çok hata yaparız.

Sonra geri çekiliriz — sessiz bir savunma biçimidir bu da.

Yemek meselesi de başka bir sınavımızdır.

Kadınlar nefis yemekler yapar, biz afiyetle yeriz; ama tabağın bitmesi de,

erken başlanması da, salataya ortadan dalınması da bir şekilde hata sayılır.

Oysa biz, tabağı bitirince şükrederiz sessizce.

“Beğendim” demek yerine lokmalarla teşekkür ederiz —

ama o teşekkür cümlelere dökülmeyince, kıymeti bilinmez.

“Yat artık” denir, yatarız.

“Ne çabuk uyudun” diye sitem gelir.

Yani bir yanımızda sevgi, bir yanımızda yanlış anlaşılma.

Bu karmaşayı anlatmak istesek de kelimelerimiz kısa, duygularımız çekingen.

Nezaket talep ederler, biz de çabalarız.

Ama hamurumuzda biraz çocukluk kalmıştır.

Parkta bir erkek çocuğu, sevdiği kızın saçını çekerek sevgisini gösterir.

Biz de büyüdük ama yöntem değişmedi pek.

Yine sevdiğimizi korur, onun uğruna böceğe bile meydan okuruz.

Belki yeterince zarif değiliz ama yüreğimiz YENİ BİR niyetle dolu.

Yine de iyiye gidiş var.

Eskiden tüy döküyormuşuz diye kızılıyordu.

Şimdi teknoloji yetişti imdada:

Robot süpürgeler devrimi!

Bu cihazı icat eden kardeşimizin hem bu dünyası hem ahireti cennet olsun.

Muhtemelen o da bizim gibi evliliğin ince sınavlarından geçmiş biri.

Biz, duygularını ifade etmekte çok mahir olmayan bir topluluğuz.

Ama bu bildiriyi hazırlarken günlerce düşündük, tartıştık, yazdık.

Ve sonunda şunu demek istedik:

Bizler sizi seviyoruz.

Hatalarımızla, eksiklerimizle ama samimiyetimizle.

Kadınların, yaradılışlarına uygun davranışlarından dolayı bizi anlamalarını diliyoruz.

Üzerimize çok gelmeyin; çünkü biz gerçekten deniyoruz.

Belki bu bildiriden sonra yenisine gerek kalmaz.

Ama olmazsa da bir sonraki toplantı tarihimiz 2035.

O zamana kadar ilişkilerimizde ustalaşarak, anlaşmaya niyetliyiz,

ve umuyoruz ki bu kez bildiri değil, bir teşekkür konuşması yaparız.

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir" ile başlayan"İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

***

"Milyarlarca insan içinde,
'bir’ kişinin ne önemli olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"
Yahya Hamurcu

***

Yorumlar